29 Haziran 2017 Perşembe

Big Burn İstanbul


Aralarında Dixon, Luciano, Loco Dice, Richie Hawtin, Nicole Moudaber, Nu, Acid Pauli ve Bedouin’in de yer aldığı, dünya elektronik müzik sahnesinin devleri Suma Beach’te gerçekleşecek Big Burn Festivali için İstanbul’a geliyor. Dünyanın ve Türkiye’nin en iyi DJ’leriyle 3 gün boyunca 5 farklı sahnede 60 saat kesintisiz bir elektronik müzik festivali ve kamp deneyimi yaşamaya hazır mısınız?

Türkiye’de gerçekleştirdiği etkinliklerle elektronik müziği destekleyen Burn Enerji İçeceği son 1 yılda 150’den fazla DJ’yi, 30 farklı mekanda, binlerce müzikseverle buluşturdu!

Burn Enerji İçeceği şimdi de Türkiye’ye yepyeni bir elektronik müzik festivali deneyimi yaşatmak için ‘Big Burn İstanbul’’u düzenliyor. 21-22-23 Temmuz tarihlerinde Suma Beach’te gerçekleşecek olan festivalde, katılımcılar 3 gün boyunca toplam 5 sahnede , 100 DJ ile 60 saatten fazla kesintisiz müzik ve kamp deneyimi yaşayacaklar!

Dünya elektronik müzik sahnesinin yıldız isimlerinden Richie Hawtin, Loco Dice, Nicole Moudaber, Dixon, Acid Pauli, Nu,Luciano ve Bedouin’in yanı sıra Argenis Brito, Dani Casarano, Felipe Valenzuela, Jeremy Olander, André Galluzzi, Anthea, Autarkic, Barnt, Boot & Tax, Isolée, Janina, Javi Redondo, Kalabrese, Lake people, Patrice Bäumel, Aex, Bu Bu, Lemurian, Nastia, subb-an, Tobi dei, Ulises, Valentino Kanzyani ve daha pek çok ünlü isim Big Burn için İstanbul’a geliyor.

Elektronik müzik dünyasının star isimlerinin başında gelen, İbiza’nın en heyecan verici partilerinin arkasındaki ünlü ismi Luciano; minimal techno’dan house ve latin melodilere uzanan eklektik setleriyle kalıpların dışına çıkan bir DJ.

Elektronik müzikte hep ileriye giden 30 başarılı yılın sonuna gelindiğinde bir techno efsanesine dönüşen ikonik yıldız Richie Hawtin, müzik ve çağdaş sanatı her zaman birbirine paralel şekilde sürdürerek yaratıcılığına boyut atlatan bir sanatçı. Defalarca en iyi techno DJ’i seçilen, İbiza’dan New York’a, Berlin’den Londra’ya kadar elektronik müziğin merkezi olan tüm şehirlerde çalmaya devam eden Richie Hawtin, her devrin müzik insanı olarak ders niteliğindeki sahne performansıyla bütün dünyayı hipnotize eden setler çıkarmaya devam ediyor!

2013 yılından beri her sene Resident Advisor tarafından yılın en iyi DJ’i seçilen Dixon; benzersiz mix tekniği, çaldığı mekanlardaki atmosferi kusursuz okuma kabiliyeti ve her müzik türüne olan hakimiyetiyle dikkat çeken bir isim. Dixon, çaldığı her festival ve kulüpte tartışmasız gecenin yıldızı olup şovu çalarak neden bir numara olduğunu dünyaya kanıtlamaya devam ediyor!

Kendi tabiriyle house ve techno'nun kung fu ustası Loco Dice da Big Burn Istanbul sahnedeki yerini alacak! Düsseldorf doğumlu DJ/elektronik müzik prodüktörü Loco Dice, özellikle 90'lar hip-hop'undan aldığı ilhamı dans pistlerine yansıtıyor. Farklı türleri ve kültürleri bir araya getirmek konusundaki başarısını setlerine yansıtan Loco Dice, bir dönem Ibiza'daki DC-10'de düzenli olarak çalarken 90'lı yılların ünlü hip-hop sanatçılarına eşlik ettiği turneleriyle de dikkat çeken bir isim.

Minimal house sahnesinin tartışmasız en saygın ismi Acid Pauli , kendine özgü prodüksiyon tekniği ve dinleyenlerini her defasında kendine hayran eden mix becerileriyle ülkemizde de büyük bir hayran kitlesine sahip.

Tekno müziğin starı, dünyanın en iyi kadın DJ'lerinden Lübnanlı Nicole Moudaber de Big Burn İstanbul’da sahne alacak star isimlerden biri. Dans müziğini Beyrut’a ilk getiren isim olan Moudaber ; 2015’te Resident Advisor’ın dünyanın en iyi DJ’leri sıralamasında ilk 100’e girdi. İnanılmaz enerjisiyle Nicole Moudaber bir plak şirketi kurucusu, party promotörü, radyo sunucusu ve büyük tutkuyla takip edilen dünyanın en başarılı DJ’lerden biri. Müziği ve çarpıcı tarzıyla tüm dünyayı fetheden Moudaber DJ kabinine geçtiğinde ilk parçasını daha çalmadan tüm kalabalığı etkisi altına alıyor.

Aralarında; Aksak, Ali Gültekin, Ali Efe Dinç, Birol Giray, Can Tanca, Cervus,Cure-Shot, Ferhat Albayrak, Orkun Bozdemir, Procombo ve Tangun’un da yer aldığı; yerli elektronik müzik sahnemizin en başarılı isimleri de Big Burn İstanbul’da sahne alacak!

Sevginin Bağladıkları

Polisiye edebiyatın kraliçesi Agatha Christie’nin Mary Westmacott takma adıyla yazdığı aşk romanlarını okuyucuyla buluşturmaya devam ediyor.

Polisiye edebiyattaki ustalığını aşk romanlarında da sürdüren Christie, Sevginin Bağladıkları adlı romanında, sevginin tutku haline dönüşünü, diğer Mary Westmacott romanlarında olduğu gibi, unutulmaz karakterleri ve zarif anlatımıyla dile getiriyor.

Bitmemiş Portre, Gül ve Porsukağacı, Sensiz Bir İlkbahar, Annem ve Ben gibi daha önce Altın Kitaplar etiketiyle yayımlanan Mary Westmacott romanlarından sonra şimdi de Sevginin Bağladıkları, Agatha Christie okurlarını bir kez daha bu büyük yazarın zengin dünyasıyla buluşturuyor.

• • •
“Hikâye anlatma sanatının en güzel örneklerinden biri.”
Times Literary Supplement





Bir kardeşi olacağı haberi Laura Franklin’i çılgına çevirir. Ailenin üzerine titrediği kardeşi Shirley doğduğunda ondan nefret eder.

Fakat bir gece yaşanan bir olay, Laura’nın duygularının değişmesine neden olur. O günden sonra küçük kardeşini korumaya yemin eder.

Shirley özgürlük ve aşk özlemi çekerken, Laura sevginin tek taraflı olamayacağını öğrenir. Kız kardeşine duyduğu sevginin ağır yükü her ikisinin de hayatlarını dramatik biçimde etkiler.

Sevginin tutku haline dönüşünü dile getiren bir roman...

23 Haziran 2017 Cuma

Kostantıniyye Gazetesi

“Kostantıniyye Haberleri” gazetesi kısa yayın hayatına rağmen aralarında Hulki Aktunç, Hilmi Yavuz, Orhan Duru, Nedim Gürsel gibi isimlerin de yer aldığı pek çok önemli edebiyatçı, gazeteci ve aydının yazılarına yer vererek bu alanda önemli bir boşluğu doldurmuştu. 1989 - 1993 tarihleri arasında yayınlanan “Kostantıniyye Haberleri”nde İstanbul - Bizans kültürleri, Osmanlı dönemi İstanbul'u, azınlıklar, şehir tarihi, mimari, Türk - İslâm sanatı gibi konuları ele alan çok değerli yazılar yer alıyor. Serinin tamamına İstanbul Araştırmaları Enstitüsü web sitesinden ulaşılıyor.

Yayın hayatı kısa süren aylık “Kostantıniyye Haberleri” Gazetesi, 21. sayısının ardından “Bizim Şehir” ismiyle devam etti. 48 gazeteden oluşan arşiv, Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Koleksiyonu’na gazeteci Cüneyt Ayral tarafından bağışlandı.

Gazetenin 1989 – 1993 yılları arasında yayınlanan toplam 48 sayısını kapsayan bu seriye İstanbul Araştırmaları Enstitüsü web sitesi üzerinden ulaşılabilir: http://www.iae.org.tr/kostantiniyye-gazetesi/

16 Haziran 2017 Cuma

BABYLON SOUNDGARDEN 2017

Bu sene 9 Eylül Cumartesi günü herkesi müziğin gücü altında birleştirecek Babylon Soundgarden’ın line-up’ı açıklandı. Bu yıl ilk kez kamplı olarak gerçekleşecek festivalde Gorgon City, The Drums, Sevdaliza, Kadebostany, Whilk & Misky, Wax Tailor ve Hey! Douglas müzikseverlerle buluşacak.

Babylon Soundgarden bu yılki müzik programıyla deniz kıyısında doğanın ve iyi müziğin keyfini sürmek isteyenlerle müziğin her tonunu buluşturuyor. Festivalde elektronik müzik ikilisi Kye "Foamo" Gibbon and Matt "RackNRuin" Robson-Scott’tan oluşan Gorgon City, Amerikalı enerjik surf rock ekibi The Drums, elektronik, grime ve avangart projeleriyle tanınan İran asıllı multidisipliner sanatçı Sevdaliza sahne alacak.Kadebostany ise pop kültürünün sınırlarını zorlayacak yeni albümleri “Monumental” ile müzikseverlerle bir araya gelecek. Geleneksel enstrümanları minimal elektronik altyapılarla bir araya getiren ikili Whilk&Misky, downtempo, trip-hop, hip hop sahnesine yön veren isimlerden Wax Tailor ve 70'li yılların psikedelik, funk ve soul şarkılarını yine 70'lerin disko ritimleri ile harmanlayan Hey! Douglas da Babylon Soundgarden’ın programında yer alacak isimlerden bazılarını oluşturuyor.

Babylon Soundgarden’dan bir gün önce festival alanına çadır kurabilecek katılımcılar 10 Eylül Pazar sabahına kadar kendilerine özel DJ performanslarıyla festivalin ruhunu doyasıya yaşayabilecek. Babylon Soundgarden’da katılımcılar, tutkulu ritimleri deniz, kum, güneş ve yemyeşil doğanın enerjisine karıştırarak yaza veda edecek.

Babylon Soundgarden Biletleri için Avantajlı Dönem Devam Ediyor

Yeni deneyimlere, dostluklara ve umuda açık herkesi müziğin gücü altında birleştiren Babylon Soundgarden’ın en avantajlı dönem biletleri tükendi. Katılımcılar 15 Haziran Perşembe gününden itibaren avantajlı dönem biletlerini mobilet.com ve mobilet iOS uygulaması üzerinden alabiliyor.

THE SANDS BEACH CLUB

Doğasıyla, deniziyle, mavisiyle ve dünyaca ünlü İtalyan mimar Antonio Citterio Patricia Viel And Partners’ın eşsiz mimarisi ile tasarlanan Mandarin Oriental, Bodrum konuklarına şık bir deneyim yaşatırken, Ekler Grup’un yeni üyesi olan The Sands Beach Club, Türkiye’nin cennet koyu Bodrum’a yeni bir beach club deneyimi getirmeye hazırlanıyor.

Zarif Fransız stilini kaliteli servisiyle keyifli bir ortamda buluşturan The Sands, Türkiye’nin en ikonik tatil destinasyonu Bodrum’da plaj, restoran ve bar olarak erişilebilir lüksün kapılarını açıyor. Yepyeni bir konsept ve hizmet sunan The Sands, Bodrum Cennet Koyu’nda sezona iddialı bir giriş yapıyor.

17 Haziran Cumartesi akşamı ünlü DJ Can Hatipoğlu’nun da özel performansı The Sands Beach Club’da olacak. Çaldığı setleri ile eğlence tutkunlarının gözde DJ’leri arasında yer alan Can Hatipoğlu, yapacağı özel bir performans ile The Sands Beach Club’ın keyifli ambiyansına kaliteli müzikleri ile hareket katacak.

The Sands Beach Club’ın konukları bu yaz taze meyve kokteyllerinin tadına varırken, şezlonglarında da Akdeniz güneşinin keyfini çıkaracaklar. The Sands Beach Club, misafirlerine Happy Hour ile güzel bir akşamüstü yaşatırken akşamları da Maldiv’in o hayran bırakan kumları üzerinde L’assiette markasının eşsiz yemek deneyimini sunuyor. Ağırlıklı olarak Akdeniz lezzetleri içeren menüde eşsiz Türk tatlarına da yer veriliyor. Birbirinden lezzetli ve farklı seçenekler sunan menü, ayrıcalıklı konumuyla konforu ayağınıza getiriyor. Misafirler, aileleri ve arkadaşlarıyla eşsiz cennet koyundaki huzurlu tatil deneyimini doyasıya yaşayacaklar.

The Sands Beach Club, giriş ücretleri kişi başı 70 TL, iki kişi 120 TL olması ve uygun menü fiyatları ile misafirlerine erişilebilir lüksü sunuyor. The Sands Beach Club’ın imza yemekleri arasında yer alan ünlü Beachouse burger, cheddar peynir, fesleğen sosu, domates, marul, kırmızı soğan ve turşuyla hazırlanıyor ve patates kızartmasıyla servis ediliyor. Sağlıklı ve taze seçenekler de sunulan menüde, Nisuaz ve Sezar salataları sezonun en çok tercih edilenleri arasında olacak.

Odun ateşinde pişirilen pizzalar, yerel otlarla marine edilen ve ızgara pişirilen etler, günlük taze deniz ürünleri menünün vazgeçilmezleri olmaya aday. Dünya çapında Michelin yıldızlı şeflerin açık havada kullandığı OFYR marka yeni bir barbekü donanımına da sahip olan tesis farklı deneyimler sunuyor.

Les Ottomans Hotel

Ekler Grup’u L’assiette markası ile Les Ottomans Hotel’e yaz sezonunda yeni bir soluk getiriyor. Alışılmışın dışında leziz paylaşım tabakları, enfes menüsü, tecrübeli kadrosu ve mükemmel servis anlayışını bir arada sunan “L’assiette” İstanbul Boğazının muazzam güzelliği eşliğinde; Hotel Les Ottomans’da misafirlerini ağırlamayı bekliyor.

Ekler Grup ailesinin yeni üyelerinden biri olan L’assiette, misafirlerine mis gibi Boğaz havası eşliğinde, harika sabah kahvaltıları, enfes öğlen yemekleri, akşamüstü bar keyfi ve unutulmaz akşam yemekleri ile haftanın yedi günü yepyeni tatlar sunuyor.

Özel tasarlanmış dekorasyonu, tekneyle ulaşım imkanı sağlayan mini rıhtımı ile L’assiette, keyifli yaz günlerinde farklı konseptiyle hem göze hitap ediyor hem de misafirlerini paylaşımlık tabakları ile birbirinden lezzetli tatları keşfetmeye çağırıyor.

9 Haziran 2017 Cuma

Babaannemin Lügati

Hayri Kozanoğlu’nun Babaannemin Lügati adlı eseri Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı.

Hüsniye Kozanoğlu, 1925 yılında Adana’da belediye eski başkanlarından Mehmet Fuat Dıblan’ın dokuz çocuğunun sekizincisi olarak doğuyor. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Hüsniye Kozanoğlu’nun zengin kelime haznesine birbirlerine aşırı düşkün Dıblan ailesinin geliştirdiği kendilerine özgü hitap tarzları, yaşamlarının sonuna kadar muhabbet ve diyaloğu sürdürmeleri de eklenince bu eserin malzemesi tam olarak şekilleniyor.

Eserde, Hüsniye Kozanoğlu’nun geniş kelime dağarcığının torunları aracılığıyla genç kuşaklara aktarılması amaçlanıyor. Babaannemin Lügati’ndeki her sözcük, günlük yaşamda yaygın biçimde kullandığı ifadeleri doğaçlama olarak kendi ağzından yansıtıyor. Eserde, bir yap-boz gibi parçaların birleştirilmesi halinde ise bir dönemin Adanasının profili, eğitimli bir Cumhuriyet kadınının zihniyet dünyası, mensup olduğu “camia” ve ailenin kültürü, diğer bir ifadeyle “büyük resmin” arka fonda belirmesi amaçlanıyor.

Kitabın hazırlanması sırasında, çocukluktan başlayarak gerilere gitmek, o kelimenin sarf edildiği zamanı, mekanı, bağlamı hafızasında canlandırabilmek için ciddi çaba harcadığını belirten Hayri Kozanoğlu, eseri “Babaanne söyledi, oğlu nakletti” şeklinde okumanın da mümkün olduğunu söylüyor.

8 Haziran 2017 Perşembe

Ay Işığı Sokağı

Stefan Zweig’ın her zamanki psikolojik derinliğiyle insan ruhunun en karanlık yanlarını araştırdığı beş öyküsünden oluşan seçki, Ay Işığı Sokağı başlığıyla Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Modern Klasikler Dizisi’nde yerini aldı.

Seçki yazarın “Ay Işığı Sokağı”, “Leporella”, “Nişan”, “Leman Gölü Kıyısında Olay” ve “Avare” adlı öykülerinden oluşuyor. Yazar bu öykülerde insan yüreğinin barındırdığı özlemlerin ve umutsuzluğun, insanı yenik düşürüp uç noktalara sürükleyen deneyimlerin peşine düşüyor: Fransa’nın bir liman kentinin denizci mahallesinde gezinirken duyduğu arya söyleyen sesi izleyerek tanımadığı insanların hayatlarına dalan bir gezgin; patronuna kölece bağlılığı yüzünden korkunç bir eyleme sürüklenen karanlık, itici ve yabani bir hizmetçi; 1810 yılında İspanya’daki savaşta yaralanan, düşman bir ülkede amansız bir hayatta kalma mücadelesine girişen bir Fransız albay; 1918 yılının bir yaz gecesi Leman gölünde bulunup kurtarılan ancak sonra yüreğini kavuran yurt özlemine yenik düşen bir Rus savaş esiri; yaşıtları üniversiteye giderken hâlâ liseye devam eden avare bir gencin öğretmeninin otoritesine isyan ettikten sonra ödediği ağır bedel.

Okur da ister istemez Zweig’ın yazgılarına kapılıp giden karakterlerinin ruh çalkantılarının içine çekiliyor.

STEFAN ZWEIG (1881-1942): Roman, şiir, öykü, deneme ve oyun gibi farklı türlerde yetkin ürünler veren yazar, Viyana’da doğdu. Yaşamı boyunca Avrupa’nın hızlı değişimine tanıklık etti. 1913’te Salzburg’a yerleşti. 1934’te Nazilerin baskısı yüzünden bu kentten ayrıldı. Önce İngiltere’ye, 1940’ta da Brezilya’ya göç etti. 1942’de karısıyla birlikte intihar etti. Önemli denemeleri arasında Balzac, Dickens ve Dostoyevski’yi konu aldığı Drei Meister (1920; Üç Büyük Usta); Hölderlin, Kleist ve Nietzsche’yi incelediği Der Kampf mit dem Dämon (1925; Kendileriyle Savaşanlar) ile Casanova, Stendhal ve Tolstoy’la ilgili Drei Dichter ihres Lebens (1928; Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar) sayılabilir. Yazara ün kazandıran bir başka yapıtı Sternstunden der Menschheit’tır (1928; Yıldızın Parladığı Anlar). Zweig ayrıca Joseph Fouché, Marie Antoinette ve Mary Stuart’ın nesnelikten çok sezgiye dayanan biyografilerini yazmıştır. Çok sayıda yapıtı arasında Verwirrung der Gefühle (1925; Karmaşık Duygular) adlı bir öykü kitabıyla Ungeduld des Herzens (1938; Sabırsız Yürek) adlı bir psikolojik romanı da mevcuttur.

6 Haziran 2017 Salı

Yahudi Casus - Josef Nasi

Portekiz kökenli Safarad bir aileden gelen ve 1996’dan bu yana Portekiz’in İstanbul Fahri Konsolosu olan Aaron Nommaz, tarihe olan tutkusunu kaleme almaya devam ediyor. Bir zamanlar Portekiz’den kovulan, kendi atalarının da hayatını kurtaran Dona Gracia’nın heyecan dolu ve nefes kesici yaşam hikayesini anlattığı ‘Kanuni’nin Yahudi Bankeri- Dona Gracia’ adlı ilk kitabıyla dikkatleri üzerine çeken, bu kahramanla ilgili ilk Türkçe esere imza atan Nommaz, ikinci kitabı ‘Yahudi Casus - Josef Nasi’ ile de yine bir ilke imza atıyor ve bu karakterle ilgili ilk Türkçe eseri okurlarla buluşturuyor.

Kıbrıs’ın, Osmanlı topraklarına katılımı Josef Nasi’nin vizyonu sayesinde oldu… Kitapta, döneminde dünyanın en zengin adamı olan Josef Nasi, 16. yüzyılda siyasete ve ülkeler arası ilişkilere yön veren bir güç haline dönüşmesinin çarpıcı hikayesiyle karşımıza çıkıyor.

5 yıl süren bir çalışmanın ardından kalem alınan kitap, Osmanlı-Yahudi ilişkilerinin tarihine de ışık tutuyor. Nommaz’ın derin araştırmaları, akıcı anlatımı ve ustalıklı kurgusuyla tarihe not düşen ender romanlardan biri olan kitap, Destek Yayınları etiketiyle raflarda okurlarını bekliyor.

Osmanlı-Yahudi ilişkilerinin en iyi olduğu dönemde geçen ‘Yahudi Casus- Josef Nasi’; insana hizmet, tutku, ihtiras, zeka ve deha dolu ibretlik yaşam öyküsünü, roman kurgusuyla anlatıyor.

Genç yaşta, dünyanın sayılı bankerleri arasında olan dönemin büyük sultanı Kanuni Sultan Süleyman’ın devlet hazinesine hatrı sayılı miktarda kredi açan Josef Nasi, Kanuni, II. Selim ve Rüstem Paşa ile kurduğu dostluk sayesinde de sarayın vazgeçilmez konuklarından biriydi. Zekası ve Avrupa’daki krallarla yakınlığı dolayısıyla Kanuni Sultan Süleyman’ın hayranlığını kazanan Josef Nasi; o dönemde Avrupa’nın dört bir yanındaki sinagogları ve banker ajanlarını Osmanlı lehine birer istihbarat merkezi haline dönüştürmeyi başarmış, Sokullu Paşa’yla amansız bir mücadeleye girişmiş, Osmanlı’nın ticaret, bankerlik ve özel girişimler konusunda devrinin çok ilerisinde bir vizyona sahip olmasında etkin olmuş, Osmanlı’nın kaderine olumlu katkı sağlamış, etkili güçlü bir karakter...

Nommaz’ın tamamen tarihi gerçeklerden yola çıkarak romanlaştırdığı kitap, tek solukta okunacak ve hiçbir zaman akıldan çıkmayacak…

VER KAÇ


Çekimlerine başlanan ‘Ver Kaç’ duygusal, samimi mahalle hikayesini farklı bir dille beyaz perdeye aktarıyor.

Kenan Ece filmin başrolünde ve bir mahalle delikanlısını oynayacak. Duygusal yönü fazlaca hissedilecek filmde ayrıca Bülent Çolak (Fikret), Aslıhan Güner (Nazlı), Fatih Koyuncuoğlu (Reşat) ve Fırat Tanış (Cengiz) gibi başarılı oyuncular da rol alıyor.

Dört hafta sürecek filmin çekimlerin büyük bölümü İstanbul’un eski semtlerinden Kadırga’da geçiyor. Kocamustafapaşa Stadı'nın da kullanılacağı çekimlerin; diğer mekanları ise Ümraniye, Reşadiye ve Emirgan mevkii olacak.

Filmin önümüzdeki sonbahar vizyona girmesi planlanıyor.

Filmin Konusu

Sedat ile Fikret yedikleri, içtikleri ayrı gitmeyen aynı mahallenin iki gencidir. Tek sevdaları Kadırga Spor Kulübü’dür. Kadırga Spor Kulübü çim sahaya geçemeyecek kadar yoksul bir kulüptür ve kurtarıcı olarak Hakan isimli bir futbolcuyu transfer etmek istemektedirler. Transfer için kulübün eskilerinden Tevfik Amca arabasını bağışlar. Transfer tarihinin yaklaşması ve arabayı satmak için zamana ihtiyaçları olduğundan Sedat parayı eski sevgilisi Nazlı’nın abisi olan Reşat’tan ister. Reşat eski bir mahallelidir. Ancak zaman içinde zenginleşmiş ve başka bir hayata geçmiştir. Sosyetik eşi Mehtap ve yaşam koçu Cengiz, Reşat’ın bütün hayatına nüfuz etmiş, onu yönlendirmektedir. Reşat, Sedat’a senet karşılığı istediği parayı verir. Ancak Sedat’ın hesap etmediği bir şey vardır, o da arabanın çalınmasıdır. Sedat bir yandan Cengiz, bir yandan Reşat, bir yandan da Tarık’la mücadele ederken öbür yandan Kadırga’nın tarihi düşmanları Sazlıkspor karşısında muvaffak olabilmesi için mücadele edecektir.

Künye
Yapımcı: Doğan Bircan, Kadir Gülnahar

Yönetmen: Orçun Benli

Senaryo: Ali Ersin Kelleci, Onur Karataş

Görüntü Yönetmeni: Tufan Kılınç

Uygulayıcı Yapımcı: Şükrü Üçpınar

Kenan Ece (Sedat), Bülent Çolak (Fikret), Aslıhan Güner (Nazlı), Fırat Tanış (Cengiz), Fatih Koyunoğlu (Reşat), Perihan Ünlücan (Mehtap), Özgün Çoban (Tarık), Mehmet Ali Kaptanlar (Metin Başkan), Yılmaz Guruda (Avni Amca), Cenk Ertan (Mecit Başkan), Levent Tülek (Rıza), Eray Özbal (Salih), Murat Şahan (Berber Sabri), İsmail Oral (Deterjancı Tuncay), Sefa Zengin (Şöför Şakir), Kayahan Yıldızoğlu (Tevfik Amca), Ercan Yazgan (Muhsin), Ahmet Fuat Onan (Bekçi Sait), Serdal Genç (Haydar)