GODIVA 1 Ekim Dünya Kahve Günü

Dünyanın önde gelen premium çikolata markası GODIVA, eşsiz Belçika çikolatası ile yorumlanan birbirinden özel lezzetlerle ayrıcalıklı bir deneyim sunduğu GODIVA mağazalarında, tüm kahve tutkunlarının 1 Ekim Dünya Kahve Günü’nü kutlamaya hazırlanıyor.

1926’dan bugüne tüketicilere premium çikolata deneyimi sunan GODIVA, 1 Ekim Dünya Kahve Günü’nü kahve tutkunlarıyla birlikte kutlamaya hazırlanıyor. GODIVA, Dünya Kahve Günü boyunca, yüzde 100 Arabica çekirdeklerinden oluşan ve eşsiz aromalara sahip tüm kahve çeşitlerinde sunduğu yüzde 25 indirim ile GODIVA CAFE’lerde kahve severleri ağırlıyor. Bu özel günde, GODIVA CAFE menülerinde yer alan tüm kahve çeşitleri yüzde 25 indirimle sunuluyor.

Address Istanbul

Anadolu mutfağının sevilen mezeleri, kulakların pasını silen şarkıların hayat verdiği canlı fasıl ve sevdiklerinizle sohbetin geceye damga vuracağı özel tadım deneyimi Address Istanbul farkıyla sizleri bekliyor. Sonbahar romantizmini sevdiklerinizle birlikte doyasıya muhabbetle karşılamak için Address Istanbul’daki yerinizi şimdiden ayırtın.

Birbirinden lezzetli mezeler, canlı müzik ve doyasıya sohbetleri bir arada sunan özel tadım konsepti Address Istanbul farkıyla sonbahara keyifli bir başlangıç yapıyor. Address Istanbul’un keyifli mekanı The Restaurant’da misafirlere sunulan konseptte soğuk ve sıcak meze tabağı, sıcak humus, yerel peynirlerin yer aldığı peynir tabağı, mevsim meyveleriyle hazırlanan lezzetli meyve tabağı ve irmik helvası ikram ediliyor. Konseptin iddialı meze tabakları ise Babagannuştan Muhammaraya, İçli Köfteden Falafele, Kuru patlıcan dolmasından Paçanga böreğine kadar geniş bir yelpazede sunulan zengin meze çeşitlerinden oluşuyor. Anadolu’nun sevilen geleneksel mezelerinin eşlik ettiği ve canlı müzik ziyafetinin damga vurduğu unutulmaz anlar Çarşamba ve Perşembe akşamları Address Istanbul’da sizleri bekliyor.

“SON AKŞAM YEMEĞİ”

Sinema tarihimizde ilk kez işlenen özel konusuyla “Son Akşam Yemeği” bir asırlık Cumhuriyetimizin kuruluş öyküsünü bu kez mutfaktakilerin yani halkın gözünden anlatacak.

Çankaya Köşkü’nün üst katında yeni bir yönetim şekline geçiş tartışılıyordur ve ertesi gün cumhuriyet ilan edilecektir. Alt katta bulunan mutfakta ise o tarihi anlara tanıklık eden aşçısından, yamağına mutfak çalışanlarının hüzün ve mutluluk dolu yirmi dört saati beyazperdeye yansıyacak.

Temposu hiç düşmeyen, cesur senaryosuyla tarihe farklı bir açıdan bakmamıza olanak tanıyan filmin yapımcılığını dizi ve belgesel yapımlardan tanıdığımız CineGenna Pictures üstleniyor. Yaratıcı yapımcılığını Esra Seyrekbasan’ın yaptığı, ön hazırlık çalışmaları yaklaşık iki yıldır süren bu özel projenin senaryosunu Ayla Hacıoğulları ile Vilmer Özçınar kaleme aldı. Yönetmen koltuğu ise Levent Onan’a emanet.

Yıldızlarla Dolu Oyuncu Kadrosu

“Son Akşam Yemeği” filmi, konusu kadar yıldızlarla dolu oyuncu kadrosuyla da dikkat çekiyor.

Son yılların en başarılı ve yetenekli isimlerinden olan Onur Tuna’nın Mustafa Kemal Paşa’yı, Pelin Akil’in Latife Hanım’ı canlandıracağı, Engin Şenkan ve Azra Aksu’nun Ahir Usta ve torunu Elif olarak başrolleri paylaşacağı filmde Necip Memili, Aslı Tandoğan, Mustafa Kırantepe, Yasemin Conka, Nehir Gökdemir ve Tuğba Daştan gibi birbirinden değerli oyuncular da rol alıyor.

“Türk seyircisi bu filmi hak ediyor”

“Son Akşam Yemeği” filminin yapımcısı, CineGenna Pictures Yönetim Kurulu Başkanı A. Selim Tuncer yaptığı açıklamada “CineGenna Pictures söyleyecek sözü olan, nitelikli ve özgün yapımlara imza atmak amacıyla yola çıkmış, enine boyuna düşünülmüş incelikli anlatıların peşine düşen, anlatılmayan hikâyeleri gün yüzüne çıkarma gayretiyle hareket eden, sinema sektöründe yeni, ancak deneyimli bir yapım şirketidir. Proje seçim ve geliştirme aşamalarından yapım ve yayına kadar geçen tüm süreçleri otuz küsur yıllık iletişimci deneyim ve uzmanlığıyla yönetiyoruz. Daha önce anlatılmamış hikayelerin peşindeyiz. ‘Son Akşam Yemeği’ de CineGenna’nın bu yaklaşım ve duyarlılığıyla hayata geçiriliyor. Yani sinema seyircisinin iyi ki görmüşüm, iyi ki kaçırmamışım diyeceği bir sinema eserinden söz ediyoruz. Türk seyircisinin bunu hak ettiğini düşünüyoruz.” dedi.

Dekor, kostüm ve sanat çalışmaları aslına uygun olarak yapılan, o günlerin sosyal ve psikolojik atmosferini açık yüreklilikle yorumlayan “Son Akşam Yemeği”, 27 Ekim Cuma günü, Cumhuriyetimiz 100. yılında Türkiye, Avrupa ve Azerbaycan’da aynı anda vizyona girecek.

Usta yönetmen ve senarist Ümit Ünal’ın beş filminden oluşan özel bir retrospektif MUBI’de gösterime giriyor.

Sinemamıza nice unutulmaz hikaye armağan etmiş, başarılı bağımsız filmlere imza atmış ve birçok ödüle layık görülmüş Ümit Ünal MUBI’ye konuk oluyor. Eylül ve ekim ayları boyunca Ümit Ünal Retrospektifi kapsamında 9, ARA, NAR, SOFRA SIRLARI ve AŞK, BÜYÜ VS. filmleri MUBI’de gösterime girerken, Ünal’ın senaryosunu yazdığı, Müjde Ar’ın başrolde olduğu Halit Refiğ klasiği TEYZEM de retrospektife ek olarak sinemaseverlerle buluşacak

Ümit Ünal verdiği bir röportajda sinemasıyla ilgili şunu söylüyor: “Kendi yönettiğim filmlerde ‘her şeyden biraz’ olsun istiyorum. Mesela Nar metafizik bir gerilim gibi başlayıp komediye çengel atıyor, sonra da neredeyse ‘toplumsal gerçekçi’ bir tonda bitiyor. 9’da ve Ara’da hem çok acıklı, korkunç hem de komik anlar iç içe. Ben hayatı böyle görüyorum. Tek bir bakış açısı, tek ton bana yetmiyor.’’

9 (2002)

Ümit Ünal’ın yönetmenliğe adım attığı ilk film olan 9, Fikret Kuşkan, Ali Poyrazoğlu, Serra Yılmaz, Cezmi Baskın gibi isimlerden oluşan geniş kadrosuyla, farklı anlatıcıların dilinden Raşomon’u hatırlatan parçalı bir anlatı kuruyor. 2000’lerin gizli hazinelerinden biri olan 9, Ümit Ünal özel seçkisinin ilk filmi olarak 15 Eylül’den itibaren MUBI’de.

ARA (2007)

Harold Pinter'ın ‘İhanet’ adlı güçlü oyunundan bir alıntıyla başlayan ARA, birbirini seven ama aldatan, ölesiye kıran ama bırakamayan dört kişinin hikayesini anlatıyor. Ümit Ünal’ın hem yönetmenliğini hem senaristliğini hem de yapımcılığını üstlendiği filmin tamamı tek bir apartman dairesinde geçiyor. ARA, 23 Eylül’den itibaren MUBI’de.

NAR (2011)

Oyuncu kadrosunda Serra Yılmaz, Erdem Akakçe, İdil Fırat, İrem Altuğ ve Şükran Ovalı’nın yer aldığı NAR, sınıf farklılığıyla birlikte adalet temasının üzerinde duruyor. Ünal, senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini yaptığı filmle ilgili şunları söylüyor: "Hepimiz nar taneleri gibi birbirinden ayrıyız: Hem çok benzeriz, hem de çok farklıyız. Ama açılmamış bir bütün nar gibiyiz aynı zamanda." NAR, 29 Eylül’den itibaren MUBI’de.

SOFRA SIRLARI (2017)

Prömiyerini 24. Adana Film Festivali’nde yapan SOFRA SIRLARI’nın kadrosunda Demet Evgar, Alican Yücesoy, Fatih Al ve Fırat Altunmeşe gibi ilgi çekici isimler bulunuyor. Filmde umutsuz bir ev hanımı olan ana karakter Neslihan’ın gözünden gerçekleri izliyor, Neslihan’ın zihninde dolaşan diğer kişiliğinden de olanları dinliyoruz. İki gerçeklik arasında sıkışıp kalan Neslihan’ın bir seri katile dönüşmesi ise filmin heyecanını artırıyor. SOFRA SIRLARI, 7 Ekim’den itibaren MUBI’de.

AŞK, BÜYÜ VS. (2019)

39. İstanbul Film Festivali’nde En İyi Senaryo ödülünü kazanan AŞK, BÜYÜ VS. geçtiğimiz yıllarda MUBI’de gerçekleştirdiği dijital prömiyerin ardından yeniden platforma dönüyor. Başrol oyuncuları Selen Uçer ve Ece Dizdar’ın İstanbul Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü paylaştığı film, Büyükada’da küçük yaşta birbirine aşık olan Eren ve Reyhan’ın yıllar sonra adada yeniden karşılaşmalarıyla birlikte değişen yaşamlarını anlatan bir geçmişle hesaplaşma hikayesi. AŞK, BÜYÜ VS. 11 Ekim’den itibaren MUBI’de.

TEYZEM (1986)

Ümit Ünal’ın henüz yirmi yaşındayken kaleme aldığı ve Halit Refiğ’in rejisiyle hayat bulan TEYZEM, bir çocuğun gözünden, çocuk kalmış bir kadının hikayesini anlatıyor. Ünal’ın kaybettiği teyzesinin anısına kaleme aldığı, sinemamızın unutulmazları arasına giren filmin oyuncu kadrosunda Müjde Ar, Haldun Ergüvenç, Tomris Oğuzalp ve Yaşar Alptekin yer alıyor. TEYZEM, 18 Ekim’den itibaren MUBI’de.

Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa

Muhteşem bir tatil deneyimini lüks ve konforla buluşturan Hilton Dalaman
Sarıgerme Resort & Spa, hem yetişkinlere hem de çocuklara yönelik sunduğu olanaklarla güvenilir tatilin adresi oluyor. Hilton Dalaman’ın açık ve kapalı alanlarında çocuklar yaratıcılıklarını destekleyen hem eğlenceli hem de öğretici aktivitelerle zaman geçirirken, aileler de huzurlu bir tatillerinin tadını çıkarıyor.

3-10 yaş grubundaki çocuklar için tasarlanan "Carpi Kidz Paradise" çocukların hayal gücünü
harekete geçirirken, eğlenceli aktivitelerle dolu anlar sunuyor. 10-15 yaş arası çocuklar ve gençler için dinamik ve yaratıcı günlük aktivitelerle dolu bir deneyim sunan "Youngster Club” ise gençlerin
yeni arkadaşlıklar kurarak güvenli bir ortamda keyifli tatil anıları biriktirmesini sağlıyor.

Her zaman doğaya duyarlı Hilton Dalaman’ın özel bir peyzajla tasarlanmış "Carpi’s Farm" mini çiftliğinde aileler, çocuklarıyla birlikte birçok çiftlik hayvanını yakından gözleme şansı sunuyor ve
doğanın tadını çıkarıyor.

24 aylık - 10 yaş arasındaki çocuk sahibi ebeveynlere özel çocuk bakım hizmeti sunan Hilton Dalaman, ailelerin tatil deneyimini daha rahat ve keyifli hale getiriyor. Böylece aileler, çocukları güvende ve eğlenceli aktivitelerle meşgulken tatillerinin tadını çıkarıyor.

Hilton Dalaman, çocuklar için unutulmaz bir tatil deneyimi sunarken, yetişkinlerin de rahatlamalarını ve doğayla iç içe olmalarını sağlıyor. Tatilinizin keyfini çıkarmak için hemen rezervasyon yapın ve çocuklarınızla güvenli ve keyif dolu anılar biriktirmeye başlayın.

İŞ SANAT’IN “CUMA İŞ ÇIKIŞI” KONSERLERİ MANGA İLE BAŞLIYOR

 

İŞ SANAT’IN “CUMA İŞ ÇIKIŞI” KONSERLERİ MANGA İLE BAŞLIYOR

İş Sanat’ın yoğun ilgi gören “Cuma İş Çıkışı” konserleri MaNga ile yeniden başlıyor.

İş Sanat’ın Kibele Çeşmesi Heykeli önünde ücretsiz düzenlediği Cuma İş Çıkışı konserleri, 15 Eylül Cuma, saat 19.00’da rock müziğin başarılı gruplarından MaNga ile yeni sezona “merhaba” diyor.

Alternatif rock, nu-metal, rapcore türlerinde müzik yapan, Ferman Akgül (vokal), Yağmur Sarıgül (elektrik gitar), Cem Bahtiyar (basgitar) ve Özgür Can Öney’den (davul) oluşan grup, albümleri, cover parçaları ve ünlü isimlerle yaptıkları düetlerle başarılarını ilk günkü gibi sürdürüyor. 2010 yılında düzenlenen Eurovision şarkı yarışmasında Türkiye’yi başarıyla temsil ederek ikinci olan MaNga, Cuma İş Çıkışı konserinde sevilen şarkılarıyla dinleyicileriyle buluşacak.

Etkinlik saat 18.30’da Kibele Çeşmesi Heykeli önünde DJ performansıyla başlayacak.

Hafta sonuna enerjik bir başlangıç yapmak isteyenlerin buluşma noktası olan Cuma İş Çıkışı konserlerinde 22 Eylül Cuma akşamı ise pop müziğin güçlü sesi Sibel Tüzün yer alacak. Konserler sürpriz isimlerle Ekim ayında da devam edecek.

GODIVA CAFE’LER ŞEHRE DÖNÜŞTE HARİKA ANLARINIZA EŞLİK EDİYOR

Dünyanın lider premium çikolata markası GODIVA, yenilikçi menüleri ve keyifli anlara ev sahipliği yapan şık dekorasyonuyla dikkat çeken Cafe’lerinde misafirlerini ağırlamaya devam ediyor. GODIVA CAFE, çikolatadan doğan lezzetleri ile tüm çikolata severleri şehre dönüş yoğunluğu içerisinde mutlu ederek harika anların vazgeçilmezi oluyor.

GODIVA CAFE’lerde taze çilek, portakal, hurma gibi ürünlerin Belçika çikolatasına batırılarak hazırlandığı harika lezzetler ve waffle, krep, pankek gibi evrensel tariflerin yorumlanarak sunulduğu tatlar, keyifli buluşmalarınızda uzun sohbetleri harika anlara dönüştürüyor. Vazgeçilmez bir İtalyan klasiği olan tiramisunun benzersiz dengesinden ilham alarak tasarlanan yepyeni GODIVA CAFE lezzetleri ise tanıdık tatlarda mutluluğu bulanların favorisi oluyor. Çikolatalı içeceklerden vazgeçemeyenler için GODIVA çikolatası ile hazırlanan sıcak çikolata, mocha, milkshake, frappe gibi farklı içecek seçenekleri çikolata severler ile buluşuyor. Şehre dönüş yoğunluğu içerisinde kahvesiz bir gün hayal edemeyenlerin keyfini çikolata aromalı filtre kahve ile taçlandıran GODIVA, şehirde sonbahara hazırlanırken içinizi ısıtıyor.

97 yıllık ustalıkla hazırlanan Belçika çikolatası ile birbirinden özel lezzetler ve içecekleri deneyimlemek isteyenler İzmir, İstanbul, Bursa ve Ankara’daki GODIVA CAFE’leri ziyaret edebilir.

Zorlu PSM’nin 11. Sezonunun İlk Konseri: mor ve ötesi Senfonik

Zorlu PSM’nin 11. Sezonunun İlk Konseri: mor ve ötesi Senfonik

Zorlu PSM 11. sezonuna Türkiye’nin müzik tarihine ikonlaşan şarkıları ve konserleriyle adını yazdıran, rock müziğin en önemli temsilcilerinden mor ve ötesi’nin Senfonik konseriyle merhaba diyor. Şef Orçun Orçunsel yönetimindeki Avrasya Filarmoni Orkestrası’nın mor ve ötesi’ne eşlik edeceği konser 21 Eylül akşamı Zorlu PSM’de!

Zorlu Performans Sanatları Merkezi, Dünyan Değişsin mottosuyla 11. sezonuna başlıyor. Yirmi yıl boyunca kültleşmiş albüm, sayısız tekli yayınlayan hem Türkiye'de hem de yurt dışında yüzlerce canlı performans sergileyen, Türkiye’nin öncü rock gruplarından mor ve ötesi, senfoni orkestrasıyla birlikte Zorlu PSM’nin 11. sezonunun ilk konserine imza atacak. Grubun ‘Daha Mutlu Olamam’, ‘Bir Derdim Var’, ‘Cambaz’, ‘Oyunbozan’ başta olmak üzere efsaneleşen tüm şarkılarına Şef Orçun Orçunsel yönetimindeki Avrasya Filarmoni Orkestrası eşlik edecek.

mor ve ötesi Senfonik 21 Eylül akşamı Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde! Konser biletleri passo.com.tr’de satışta!

27. İstanbul Tiyatro Festivali

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 27. İstanbul Tiyatro Festivali, 25 Ekim’de perdelerini açıyor. Oyuncu ve yönetmen Işıl Kasapoğlu’nun ikinci kez küratörlüğünü üstlendiği festivalde izleyicileri heyecan verici ve dopdolu bir program bekliyor. Festivalde Türkiye’den 11 ve Almanya, İngiltere, Danimarka, Fransa, Gürcistan, İrlanda, İsrail ve Yunanistan gibi farklı ülkelerden 9 yapım sahne alacak. Heyecanla beklenen performans ve dans gösterilerinin yer aldığı festivalin açılışı Yatırım Finansman’ın sponsorluğunda Türkiye’de ilk kez sahnelenecek olan Pina Bausch’un başyapıtı Café Müller ile olacak.

Pina Bausch’un başyapıtı Café Müller ilk kez Türkiye’de

20. yüzyılda devrimci bir yaklaşımla dansı yeniden tanımlayan ve dans tiyatrosunun yeni bir tür olarak kabul görmesini sağlayan Pina Bausch’un başyapıtı Café Müller, sanatçının topluluğu Tanztheater Wuppertal’ın güncel kadrosu ve ilk günkü çarpıcılığıyla festival kapsamında ilk kez Türkiye’de olacak. Pedro Almodovar’dan Robert Wilson’a sayısız sanatçıya ve dünyanın dört bir yanında sanatseverlere ilham veren efsanevi koreograf Pina Bausch’un devrimci yaklaşımıyla insan ruhunu okumadaki ustalığını birleştirdiği bu başyapıt, arzunun ve yalnızlığın hikâyesini anlatan, sade olduğu kadar muhteşem bir dans tiyatrosu. Yatırım Finansman Menkul Değerler AŞ’nin gösteri eş sponsorluğunda 25 ve 26 Ekim’de, Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde izleyiciyle buluşacak.

Biletler 8 Eylül’de satışa çıkacak
Festival biletleri, İKSV Lale Kart üyeleri için 5 Eylül Salı 10.30’da başlayacak indirimli ön satış döneminin ardından 8 Eylül Cuma saat 10.30’da genel satışa sunulacak.

Uluslararası Food Fest Antalya Gastronomi Festivali

Bu yıl ikincisi düzenlenen Uluslararası Food Fest Antalya Gastronomi Festivali, düzenlenen açılış töreniyle kapılarını açtı

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin yerel gıdaya sahip çıkmak, Antalya mutfağını ve bölgenin coğrafi işaretli ürünlerini öne çıkarmak amacıyla hayata geçirdiği Uluslararası Food Fest Antalya Gastronomi Festivali, bugün düzenlenen açılış töreniyle kapılarını açtı. Bu yıl “Antalya’dan Dünyaya” mottosuyla ikincisi düzenlenen festivalin açılışına; Antalya Valisi Hulusi Şahin, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, ÇUKTOB Yönetim Kurulu Başkanı Tayyar Zaimoğlu, MASTOB Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Barut, ETÜDER Yönetim Kurulu Başkanı Melih Şahinöz, AKTOB Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Kaşif Kavaloğlu, TÜROFED Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Yağcı, AGYİD Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Özen, dünyaca ünlü şefler, STK başkanları ve gastronomi alanında faaliyet gösteren pek çok sektör temsilcisi katıldı. Açılış töreninde ilk olarak söz alan AGYİD Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Özen, Antalya’nın yöresel yemeklerini dünyaya tanıtmanın turizme sağlayacağı faydaya vurgu yaparken, TÜROFED Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Yağcı, Antalya’nın son yıllarda kültürel unsurlarıyla da ön plana çıktığını ve turizmde çeşitliliği arttırmak için gastronominin üzerinde durulması gereken en önemli unsur olduğunu belirtti.

Başkan Muhittin Böcek: Bu Festival ile Şehrimizin Dünyaya Açılan Kapılarına Bir Yenisini Daha Ekledik

Konuşmasına Uluslararası Food Fest Antalya Gastronomi Festivali’nin kente değer kattığını belirterek başlayan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek “Bildiğiniz gibi Antalya’mızda 2 festivalimiz vardı. Bunlardan biri özüne döndürdüğümüz Altın Portakal Film Festivali, ikincisi de Uluslararası Piyano Festivali’ydi. Göreve geldiğimiz ilk günden beri Antalya’nın sadece turizmin değil; kültür sanatın ve gastronominin de başkenti olacağı sözünü vermiştik. Bu düşünceyle, 1 milyonun üzerinde ziyaretçisi olan, belediye eliyle yapılan en büyük fuar olan Antalya Kitap Fuarı’nı, herkesin kendinden bir şey bulduğu Türkiye’nin ilk ve tek hobi festivalini, nostaljiyi yaşatan Yeşilçam Festivalini, yörükler diyarı olarak öncülük yaptığımız Yörük Türkmen Festivali’ni başlattık.

Kentimize gastronomi alanında da hak ettiği değeri kazandırmak için geçen yıl Uluslararası Food Fest Antalya Gastronomi Festivali’nin ilkini gerçekleştirdik. Böylece kentimize önemli 5 festival daha kazandırarak festival sayımızı 2’den 7’ye çıkarttık. Bir gastronomi şehri olabilmenin ne kadar zor olduğunu, alışkanlıkların oluşmasının ve iyi gıdanın ne kadar önemli olduğunu her birimiz çok iyi biliyoruz. Antalya, gastronomiye verdiği önemin yanında sofraya gelen sebzenin, meyvenin, etin en iyisini üreten bir kenttir. Bu yüzden göreve geldiğimizden beri tarımda sürdürülebilirlik ilkesini çok önemsiyoruz. Adeta bir hediye olan coğrafyamızda yarının sağlıklı nesilleri için ne gibi çalışmalar yapılması gerektiği ile ilgili aralıksız çalışıyoruz. Bu festival ile şehrimizin dünyaya açılan kapılarına bir yenisini daha ekledik. Antalya’mız artık sadece güneşi, denizi ve doğası ile değil; yerel mutfağının cazibesiyle de tercih edilir hale geldi. Çünkü güzel Antalya’mızın Anadolu’yu Akdeniz lezzetleriyle harmanlayan mutfak kültürü ve içinde; barışı, kardeşliği, ata mirası tohumlarımızı, Akdeniz’in büyülü dokusunu ve kadim tarihini barındıran eşsiz lezzetleri ile dünya markası olmayı fazlasıyla hak ediyordu. Antalya’mızı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi dünyanın en güzel şehri yapan da işte taşıdığı bu değerlerdir. Bu değerler, ülke ekonomimiz ve turizmimiz için de birer mihenk taşıdır. Antalya’mız bugün yerli ve yabancı turistin en çok tercih ettiği tatil yerlerinden biriyse, bunda mutfağımızın payı da çok büyüktür. İşte bugün, Antalya’mızın değerlerine sahip çıkmak, onları daha güçlü kılmak ve geleceğe miras bırakmak için çıktığımız bu yolda ulaştığımız başarının mutluluğunu yaşıyoruz. Mutfağımızın adını dünya arenasına altın harflerle yazdırma hedefimizde büyük katkısı olan bu festivale ev sahipliği yapmaktan gurur duyuyoruz.

Antalya’mızın verimli topraklarında yetişen ürünlerimizle tarladan sofraya dediğimiz aynı zamanda “Antalya’dan Dünya’ya’’ mottosuyla düzenlediğimiz festivalimizde, Türkiye’den ve Dünya’dan birbirinden ünlü Michelin yıldızlı ve ödüllü şeflerimizi, gurmelerimizi, gastronomi ve turizm yazarlarımızı, sektörün farklı alanlarındaki profesyonellerimizi bir kez daha Antalya’mızda buluşturuyoruz. 3 gün sürecek festivalimizde, hep birlikte özlediğimiz sofraları paylaşacağız’ dedi

Antalya Valisi Hulusi Şahin: Turizm Başkenti Antalya’da Hedefimiz Sadece Para Kazanmak Değil, Kentimizi Ziyaret Eden Misafirlerimizin Kalbini Kazanmaktır

Konuşmasına Uluslararası Food Fest Antalya Gastronomi Festivali’ni hayata geçiren Başkan Muhittin Böcek ve çalışma arkadaşlarına teşekkür ederek başlayan Antalya Valisi Hulusi Şahin “Göreve geldiğimden bu yana henüz üç ilçeye ziyaret gerçekleştirdim. Turizmin yanı sıra Antalya tarım alanında da çok ciddi öneme sahip bir bölge. Örneğin Korkuteli ilçesi Türkiye’nin mantar ihtiyacının %50’sinden fazlasını karşılıyor. Turizm başkenti Antalya’da hedefimiz sadece para kazanmak değil, kentimizi ziyaret eden misafirlerimizin kalbini de kazanmaktır. Bunun için öncelikle Türkiye’mizin muhteşem mutfağını tanıtmamız gerekiyor. Bu festivalde birincil hedefimiz Antalya yemeklerini ve Türk mutfağını en iyi şekilde misafirlerimize sunabilmek. Antalya dünyanın önde gelen gastronomi şehirlerinden biri olabilir. Bu festival bu yolda atılmış büyük bir adımdır” dedi.

Açılış konuşmalarının ardından, yörük kostümlü kadınlar coğrafi işaretli Antalya yemeklerinin seçkin örneklerini, bakır kaplarda protokol mensuplarına sundu.

Festival’in ilk günü, binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşen Melek Mosso konseriyle son buldu. Sahnede en sevilen şarkılarını seslendiren ünlü sanatçı geceye damgasını vurdu.

2.Uluslararası Food Fest Antalya Gastronomi Festivali 3 Eylül tarihine kadar; sergiler, ürün tanıtımları, workshoplar, paneller söyleşiler, yarışmalar ve konserler ile devam edecek.

Sanatçı Buray TEMA Vakfı gönüllüleri ile bir araya geldi: ‘Umudu yeşertmeye devam edeceğiz’

 

Uzun yıllardır TEMA Vakfı gönüllüsü olan duyarlı sanatçı Buray, Vakfın İstanbul’da gerçekleştirdiği Saha Koordinasyon Toplantısı’na katıldı. TEMA Vakfı’nın çalışmalarına katkılarından dolayı plaket takdim edilen sanatçı, gönüllüğün gücüne inandığını ve gelecek için umutlu olduğunu ifade ederek “Yarınlar için yeşili ve umudu yeşertmeye devam edeceğimize inanıyorum” diye konuştu.

TEMA Vakfı Saha Koordinasyon Toplantısı “TEMA Vakfı 30 Yaşında” konseptiyle İstanbul’da başladı.

TEMA Vakfı Kurucu Onursal Başkanları merhum Sayın Hayrettin Karaca ve merhum Sayın Ali Nihat Gökyiğit’in anılmasıyla başlayan toplantıya 64 ilden, İl Temsilcileri, İlçe/Mahalle Sorumluları, Genç TEMA Başkanları, genel merkez çalışanları ile TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Üyelerinden oluşan yaklaşık 400 kişi katıldı.

Saha Koordinasyon Toplantısı’nın ilk gününe TEMA Vakfı’nın uzun yıllardır gönüllüsü olan ve Vakfın yürüttüğü faaliyetlere destek olan şarkıcı Buray da katıldı.
“Toplumsal farkındalığı artırmanın tüm sanatçıların görevi olduğuna inanıyorum”

Toplantıdaki konuşmasına “Bu kadar güzel insanlarla aynı mekânı paylaşmak benim için bir onur” sözleriyle başlayan Buray, sanatçıların toplumda farkındalık yaratmak için önemli bir yere sahip olduklarına vurgu yaparak, “Bizlerin dünyayı koruyan, kollayan, yeşile, sürdürülebilirliğe kol kanat geren, özel sevgi dolu insanlar olduğumuza inanıyorum. Toplumsal bilinç uyandırma konusunda hepimiz çalışıyoruz ancak biz sanatçıların farklı sorumlulukları olduğuna inanıyorum. Bilim insanları raporlar, tablolar ve rakamlar hazırlıyor. Tüm bu çalışmalar çok değerli ve insanları bilgilendiriyor elbette ama insanların kalplerine dokunamayabiliyor. İşte burada biz sanatçıların şiirle, müzikle, sinemayla özetle sanatla devreye girip insanların kalplerine dokunmamız lazım. Bunun bütün sanatçıların görevi olduğuna inanıyorum” dedi.

“Dünyanın geleceğinin nasıl bir tehlike altında olduğunun farkında olan ve bu yüzden doğayı korumak için çalışan, yeşili koruyan insanları ben özel insanlar olarak tanımlıyorum” diyen Buray, gönüllüğün gücüne inandığına vurgu yaparak “Bu özel insanların sayısını kat kat büyütüp yarınlar için yeşili ve umudu yeşertmeye devam edeceğimize inanıyorum” ifadelerini kullandı.
TEMA Vakfı’ndan Buray’a teşekkür plaketi

Sanatçıya, TEMA Vakfı’nın faaliyetlerine, doğaya vermiş olduğu destek ve gösterdiği duyarlılık nedeniyle TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç ve Genel Müdür Başak Yalvaç Özçağdaş tarafından teşekkür plaketi takdim edildi.


Plaket takdiminin ardından Buray, TEMA Vakfı gönüllüleri ile toplu olarak fotoğraf çektirdi.

Değerli sanatçı Buray, “Yok mu?” eserini yazıp bestelemiş ve Vakfın 30. yılında tüm haklarını TEMA Vakfı’na bağışlamıştı. Eserin telifinden elde edilen gelir Vakıf aracılığıyla fidanlara dönüşecek.

TEMA Vakfı Temsilcilerinin, İlçe ve Mahalle Sorumlularının ve Genç TEMA’ların doğa koruma konusundaki gelişimine katkı sağlamayı hedefleyen toplantı Ağustos ayının 19’una kadar devam edecek.

Avlu’da Caz serisi “Su İdil” ile devam ediyor

Yapı Kredi bomontiada “Avlu’da Caz by DS Automobiles” konser serisi, 24 Ağustos Perşembe akşamı yerli caz sahnesinin dikkat çeken seslerinden Su İdil’i ağırlıyor. Saat 21:00’de başlayacak konserde Su İdil’e, klavyede Doruk Çebi, basta Halil Çağlar Serin ve davulda Efecan Kalaycı eşlik edecek.

Su İdil, on beş yaşında Nardis Genç Caz Vokal yarışmasında burs kazandı ve Polonya Pulawy Summer Workshop’a katıldı. Aynı yarışmada 2015’te birinci olarak Letonya Riga Jazz Stage’de Türkiye’i temsil etti. İlk çıkışını yaptığı günden bu yana başarı hikayesi yazan Su İdil, 2019’da ilk teklisi “Yalnız Adam”ı, 2020’de “Anlat Bana”yı yayınladı. Bugüne kadar pek çok festivalde ve seçkin caz mekanlarında konserler verdi.

Yapı Kredi bomontiada “Avlu’da Caz by DS Automobiles” konserlerine katılım ücretsizdir.
Yapı Kredi bomontiada Adres: Merkez Mah, Silahşör Cad, Birahane Sok. Tarihi Bomonti Bira Fabrikası No:1, Şişli

27. Aydın Doğan Ödülü Antakya Medeniyetler Korosu’nun

Aydın Doğan Vakfı tarafından, 1996 yılından bu yana her yıl, kültür, sanat, edebiyat, bilim gibi farklı alanlarda, ulusal ve uluslararası platformlarda övgü kazanan kişi veya kurumları ödüllendirmek amacıyla verilen Aydın Doğan Ödülü’nün, bu yıl Hatay’dan tüm dünyaya barış mesajları ulaştırmış, yurt içi ve yurt dışında verdiği 1.500’ün üzerindeki konserle müziğin evrensel bir dil olduğunu hatırlatmış, Antakya Medeniyetler Korosu’na takdim edilmesi kararlaştırıldı.

Aydın Doğan Vakfı’ndan yapılan açıklamada; “Antakya Medeniyetler Korosu, ülkemizin kadim şehirlerinden Hatay'ın asırlar öncesine uzanan kültürel zenginliğini ve medeniyetler arasındaki hoşgörü yaklaşımını 2008 yılından bu yana büyük başarıyla dünyaya tanıtmış, Hatay’dan tüm dünyaya barış mesajları ulaştırmış, yurt içi ve yurt dışında verdiği 1.500’ün üzerindeki konserle müziğin evrensel bir dil olduğunu hatırlatmıştır. Ülkemizi derinden sarsan 6 Şubat depreminde 7 sanatçısını kaybeden ve çalışmalarına ara vermek zorunda kalan koronun yeniden bir araya gelmesi için dayanışma ruhuyla büyük çaba gösterilmiştir. Sanata ve sanatçıya büyük değer veren ve her zaman destekleyen bir kurum olarak, Antakya Medeniyetler Korosu’nun bugüne kadar göstermiş olduğu başarıyı takdir etmek ve aynı zamanda genç insanlarımıza örnek olmaları amacıyla bu yılki Aydın Doğan Ödülü’nün Yönetim Kurulumuzun kararıyla Antakya Medeniyetler Korosu’na verilmesi kararlaştırılmıştır.” denildi. Ödül Töreni, Aralık ayında İstanbul’da düzenlenecektir.

Koro deprem yaralarını sarmaya çalışıyor

Antakya Medeniyetler Korosu'nun 7 sanatçısı, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremde hayatını kaybetti. 200 kişilik koronun geride kalan üyeleri de depremzedelere kapılarını açan Türkiye'nin farklı illerinde yaşamaya başladı. Koronun şefi Yılmaz Özfırat ve teknik koordinatörü Bedirhan Gök, Antakya Medeniyetler Korosu'nu yeniden bir araya getirerek, Türkiye'nin medeniyetler zenginliğini yeniden dünyaya anlatmayı ve depremde hayatını kaybeden 7 sanatçının anısını müzikle yaşatmayı hedefliyor.

Medeniyetler Korosu

Medeniyetler Korosu, 2008 yılında Hatay’da kurulmuştur. 3 semavi dine (Müslüman-Hristiyan-Musevi) ve 6 farklı medeniyete (Alevi-Sunni-Ortodoks-Katolik-Musevi-Ermeni) mensup 100 kadın-100 erkek toplamda 200 üyeden oluşmaktadır.



Dernek üyeleri arasında; imam, papaz, öğretmen, avukat, esnaf, mühendis, doktor, öğrenci ve ev hanımı gibi çeşitli meslek ve sosyal gruplardan kişiler bulunmaktadır.



Yılmaz Özfırat’ın şefliğini yaptığı koro, ‘Barış, hoşgörü, kardeşlik ve sevgi mesajları vermek üzere kurulmuştur. Koronun mensupları, samimiyet duygularıyla birbirlerinin ilahilerini ve halk şarkılarını seslendirmektedir. Kökü bizim topraklarımızda olan değerleri, birbirinden güzel ezgileri tüm yalınlığıyla sunan koro, okudukları farklı kültürlere ait ilahiler, halk şarkıları ve türkülerle Türkiye medeniyetini yansıtan bir ayna görevi görmektedir.



Medeniyetler Korosu bugüne kadar farklı platformlarda, farklı ülke ve şehirlerde 1.500’ün üzerinde konser vermiştir. New York’ta BM Güvenlik Kurulu Üyelerine, Brüksel’de Avrupa Parlamentosu Binası’nda Parlamento Üyelerine ve Dolmabahçe Sarayı’nda AB Misyon Üyelerine konserler vererek uluslararası platformda görünürlüğünü artırmıştır.



Medeniyetler Korosu, birçok ödüle layık görülmekle beraber 2012 yılında Nobel Barış Ödülü’ne de aday gösterilmiştir.





Aydın Doğan Ödülü hakkında



Aydın Doğan Vakfı tarafından, Vakfın Kurucusu ve Onursal Başkanı Aydın Doğan adına 27 yıldır verilen Aydın Doğan Ödülü, kültür, sanat, edebiyat, bilim alanında dünya çapında örnek çalışmalar yapan kurumları veya kişileri ödüllendirmek amacını taşıyor. Vakfın da temel amaçlarından olan, gelecek kuşakları eğitmek ve onlara örnek olacak başarıları özendirmeyi de kriterleri arasında yer veren Aydın Doğan Ödülü, bu nedenle çeşitli alanlardaki özverili çalışmaları, yaratılan birikimi ve bu birikimin gelecek kuşaklara aktarılmasını da önemsiyor.